13 Aralık 2013 Cuma

Nur Hikayeleri / Nazlı Hilal Kızılkaya


Nur Hikayeleri
Derleyen: Nazlı Hilal Kızılkaya
2010

Risale-i Nurdaki temsiller ve hikayeleri toplu halde birarada okumak için faydalı olacağını düşünerek bu kitabı merakla satın aldım. Ama özensiz ve kalitesiz bir derlemeyle karşılaştığımı ne yazık ki eve gidip kitabı okumaya başladığımda fark ettim. Bir kere, kitapta hikayelerin neye göre sıralandığı belli değil. Dil ise son derece basit. Hiçbir okuma keyfi vermiyor. Sayfa düzeni epeyce özensiz. Yani niteliksiz ve orijinallik içermeyen,  basit bir kitap olduğunu burada ifade edeyim ki, siz de kitabın ismine kanarak kapsamlı ve doyurucu bir çalışmayla karşılaştığınızı sanmayasınız. 

11 Aralık 2013 Çarşamba

Allahaısmarladık "Çanakkale Savaşı'nda Bir Şehidin Günlüğü" / İbrahim Naci

Allahaısmarladık
"Çanakkale Savaşı'nda Bir Şehidin Günlüğü"
İbrahim Naci
2013

Son dönemde okuduğum kitaplar içinde, beni en çok sarsanlardan biri de "Allahaısmarladık" oldu. Usta bir edebiyatçının kurgulayacağı bir üslupla kotarılmış, son derece etkileyici bir günlük bu. Ama ilginç olan, daha 21 yaşında bir teğmenin kaleminden çıkmış olması. Şayet ömrü vefa etseymiş İbrahim Naci'nin başarılı bir yazar olacağı düşüncesindeyim. Büyük çoğunluğu yollarda geçen, 29 gün boyunca tutulmuş olan bu günlüğün birbirinden güçlü tasvirleri, okurları adeta Çanakkale Savaşı'nın o kargaşa ortamına sokuyor. Yazarımız yazık ki daha girdiği ilk ciddi çatışmada vefat etmiş. Şehit teğmen İbrahim Naci, günlüğünde kendi ruhsal durumunu son derece güzel yansıtan pasajlar da kaleme almış. Çanakkale Savaşı hakkında kimi yanlış ya da eksik bilinen vaziyetleri de birinci elden şahitlik ederek, düzelten açıklamaların bu kitapta bulunması da ayrıca önemli. Örneğin, Çanakkale Savaşı esnasında askerimize doğru düzgün yemek verilemediği söylenegelir. Oysa İbrahim Teğmen'in günlüğünde, askerlerimizin çeşit çeşit ve bolca yemek yediklerine şahit oluyoruz. Başka bir örnek vermek gerekirse, halkımızın, bu savaşlar sırasında askerlerimize fazlasıyla şefkatle yaklaştığını sanırdım ben. Oysa bu savaş günlüğünde yazar, halkımızın kendi askerlerine bile öfke ve duyarsızlıkla yaklaştığını şaşkın bir şekilde vurguluyor. Kitabın sonuna eklenen, günlüğün elyazması sayfalarının görselleri de iyi düşünülmüş ve zenginlik katmış. 2012 yılında yani yazıldıktan neredeyse bir asır sonra keşfedilen bu kitabın, okur önüne çıkmakta geç kalmış, büyük bir kültürel hazine olduğu kanısındayım. Çanakkale Savaşı'nı tüm gerçekliğiyle çarpıcı bir belgesel atmosferinde okumak isteyen herkese hararetle tavsiye ederim.  

7 Aralık 2013 Cumartesi

Hakkâri Dedikleri / Selâhattin Şimşek

Hakkâri Dedikleri
Selâhattin Şimşek
1960

Roman gibi bir hayat yaşamış Selahattin Şimşek. Bu yaşadığı hayatın romanını da yazmış bir bakıma. Ama yarım kalmış yazık ki. Yazar bu kitabı yazarken Hakkari yollarında can vermiş, Zap suyu alıp götürmüş cesedini. 1950'li yılların sonlarında Güneydoğu Anadoluyu son derece güçlü ve çarpıcı şekilde tasvir eden nitelikli bir kalemle karşı karşıyayız. Köy Enstitüsü mezunu, idealist bir ilköğretim müfettişi olan Selahattin Şimşek'in, Hakkari'nin sarp coğrafyasında, kar kış demeden katır sırtında köy köy dolaşarak okulları teftiş etmesi, köylülerle ilgili keskin gözlemleri, hakikaten muazzam bir okuma serüveni vadediyor. 96 sayfalık kitabı bir solukta okuduğumu belirteyim. Yazarın anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çektiği köylülere karşı şefkatli ve samimi yaklaşımı etkileyici üslubuyla güzel bütünleşmiş. İncelikli ve son derece canlı betimlemeler, sanki bir film izler gibi, bahsedilen coğrafyayı  biz okurların gözlerinin önüne seriyor. Daha yazarlık hayatının başında, içindeki idealizmin ışığıyla, bir dağ köyüne katır sırtında tek başına yolculuk ederken ölüme yürüyen bu değerli yazarımızı geç de olsa tanımaktan ben memnun oldum doğrusu. O dönemin kendi tarihselliği içindeki sefalet ve cehaletini, çarpıcı bir gerçekçilik merceğinde okumak beni epeyce sarstı. İyi edebiyat nihayetinde er geç okurunu buluyor. Yaklaşık 55 yıl önce kaleme alınmış ve unutuluşun sarmalında yitip gitmiş bir yazarı ve kitabını, sahafın tozlu raflarında bulup okuduktan sonra sararmış sayfaların rutubetli kokusunu derin derin içime çektim ve "Edebiyat güzel şey..." diye söylendim kendi kendime...

6 Aralık 2013 Cuma

Şu Milas'ın İçinde Nazmi Yükselen / Halim Şafak

Şu Milas'ın İçinde Nazmi Yükselen
Hazırlayan: Halim Şafak Şanlıdağ
2013

Nazmi Yükselen'in adına kulak aşinalığım vardı ama doğruyu söylemek gerekirse kim olduğunu bilmiyordum. Hakkında yazılan bu kitabı okuduktan sonra ise kendisine ilgim arttı ve internet üzerinden birkaç türküsünü dinledim. Beğendiğimi burada rahatlıkla ifade edebilirim. Kitaba dönecek olursak, bu derleme çalışmanın içinde en hoşuma giden bölüm Halim Şafak'ın Nazmi Yükselen ile yaptığı uzun söyleşi oldu. Bu muhabbet esnasında doğallığın bozulmadığı bir format uygulanması, kaset çözümünde değiştirme ve düzeltmelere gidilmemesi okurları da sohbetin içine katan bir sıcaklığın yakalanmasına vesile olmuş. Kitabın görselliğini güçlendiren eski afişlere ve siyah beyaz fotoğraflara da rastlamak hoş oluyor doğrusu.Ayrıca kitap içinde yer alan yazılardan Halim Şafak'ın kaleme aldığı "Türküler, Oyun Havaları, Beraber ve Solo Şarkılar" yazısına da ayrı bir parantez açmakta yarar var. Zengin örneklemelerle, ilginç benzetmelerle kuşanmış bu nostaljik ürün kendini ayrı bir keyifle okutuyor. Son olarak da Milas Belediyesi'ni, kültürel değerlerimize, yaşayan emektar sanatkarlarımızdan birine gösterdiği bu vefadan dolayı kutlamak gerekiyor. Diğer yerel yönetimlerimize de örnek olmasını umalım.