29 Ekim 2014 Çarşamba

Kaşarlanmış Duyguların İstakoz Rövaşataları / Dursun Tombul


Kaşarlanmış Duyguların İstakoz Rövaşataları
Dursun Tombul
2010

Öncelikle kitabın adının son zamanlarda duyduğum en görkemli, çağrışım gücü yüksek ve sürreal isim olduğunu belirtmem gerekiyor: "Kaşarlanmış Duyguların İstakoz Rövaşataları" Kitabın içeriğiyle karşılaştığımızda ise ilk elden sanatsal bakımdan doyurucu bir yapıtla karşılaştığımızı söylemek mümkün. Şair genellikle kısa dizelerin oluşturduğu rahat söyleyiş olanaklarından faydalanmış. İçselleştirildiği belirgin duygusal ve yaşamsal titreşimleri, okurken belirgin bir şekilde hissetmek, hoş bir estetik lezzet alınmasına vesile oluyor. "Kaşarlanmış Duyguların İstakoz Rövaşataları" kitabının orijinal yönlerinden biri, her şiirin başında, o ürünün, nerede, hangi gün, saat ve dakikada yazıldığı şairce not düşülmüş. Bu tercih ise, sanat eserinin oluşumunda zaman ve mekan olguları üzerinde kafa yormamızı ve düşünce egzersizi yapmamızı sağlıyor. Kitaptaki en beğendiğim şiirin, içerdiği muazzam nostaljik ögelerin yerli yerinde kullanımıyla "Yeşilçam'ın Ruhuna Fatiha" adlı çalışma olduğunu söyleyebilirim. "Adamlar ve Adamcıklar" şiirinin de o kısacık haliyle bile, benzerine pek rastlanmayan kalitede ve derinlikte bir lezzet barındırdığını düşünüyorum. Birkaç yüksek kalibreli şiirin adını daha anmak isterim: "Cinsiyeti Cibilliyeti Yoktur Aşkın" , "Yorulmayan Cengaver" , "Hüzün Senfonisinden Bir Hicaz Taksim"... Dursun Tombul'un şiirlerini okuduğumda hayatını şiire vakfetmiş bir şairin derin hissiyatını duyumsadığımı son söz olarak belirteyim.

28 Ekim 2014 Salı

Allah'ın Gazapları / Ragıp Şevki Yeşim

 
Allah'ın Gazapları
Ragıp Şevki Yeşim
1984

Yazar Ragıp Şevki Yeşim "Allahın Gazapları" kitabında peygamberlerin kıssalarını aktarmış. Kuran-ı Kerim temel alınmış bu anlatımlarda. Bazı kısımlarda Tevrat ve İncil'den de faydalanılmış. Peygamberler geliş sıralarına göre kitapta yer almışlar. Önce Adem Aleyhisselamın hikayesi yer alıyor. Sonra sırasıyla diğer peygamberlerin kıssalarını okuyoruz. Yazarın anlatımını başarılı bulduğumu, kelime seçimindeki tercihleri beğendiğimi ifade edebilirim. 

25 Ekim 2014 Cumartesi

Çilenin Böylesi / Hüseyin Üzmez

Çilenin Böylesi
Hüseyin Üzmez
1977

Hüseyin Üzmez'in biyografik romanı ilginç bir okuma serüveni vaat ediyor.  Kimi bölümler hakikaten sürükleyici ve çarpıcı. Ama bazı kısımlarda yazar, kalemini akıl vermeye ve öğretmeye yönlendirdiğinde ritm düşüyor, yapıt sıkıcı bir hal alıyor. Üzmez'in hapis hayatı üzerine tespitleri ve anlatımlarını ilginç ve düzeyli bulduğumu söyleyebilirim. Ayrıca şöyle bir ayrıntı dikkatimi çekti: Yazar kitabın 56.sayfasında "Ömür çok kısa... Yetmiş seksen yıl kadar..." diye yazmış. Hesap ettiğimde Hüseyin Üzmez'in seksen yaşında vefat ettiğinin farkına vardım. "Çilenin Böylesi"ndeki bazı sayfalarda Şair Necip Fazıl'ın Hüseyin Üzmez'le kimi zaman kesişen hapis hayatındaki bazı bilinmeyen hatıraları da öğreniyoruz. Sonlara doğru anlatım biraz "Tatar Ramazan" kulvarına kayıyor gibi. Hapishane isyanları, kabadayılıklar, cezaevi raconları... Ama kitabın finalinde yer alan, İmralı adasındaki Menderes ve arkadaşlarının idamını betimleyen sahneler hakikaten etkileyici ve çarpıcı. Kitabı bitirdiğimde Hüseyin Üzmez'in trajik bir hayat yaşadığını düşündüm. Hele kitabı yazdıktan sonraki Hüseyin Üzmez'in hayatına da kimi gazete haberlerinden vakıf olduğumuzda, olayın trajedi boyutu daha da büyüyor kanısındayım.

22 Ekim 2014 Çarşamba

Seyirci Sahneye Çıkıyor / Salah Birsel

Seyirci Sahneye Çıkıyor
Salâh Birsel
1989

Kitap, yazar Salah Birsel'in geçmişte dergilere verdiği söyleşilerden, gazetelere verdiği röportajlardan, soruşturmalara verdiği cevaplardan derlenmiş. "Seyirci Sahneye Çıkıyor" eserinde yazarımızın şiir, yazı, deneme, okumak vb. konularda üst perdeden verdiği cevapları okuyoruz genelde. Kimi zaman can sıkıcı düzeyde tekrarlara düşülmüş. Salah Birsel, başka eleştirmen ve şiir tarihçilerinin kendi eserleri hakkında yapması gereken tespit ve değerlendirmeleri kendi kendine yaparak tuhaf bir davranış sergilemiş. Salah Birsel'in kendi şiirlerindeki gülmece ve yergi ögelerinin önem ve gereğine tekrar tekrar vurgu yapması bir noktadan sonra bıktırıcı oluyor doğrusu. Kimi bölümlerde Birsel'in samimi ve sıcak üslubunun sardığı  etkileyici ayrıntılara da takılıyoruz. Ama hepsi o kadar.

17 Ekim 2014 Cuma

İngiliz Amerikan Şiiri / Bilge Umar


İngiliz Amerikan Şiiri
Bilge Umar
1960

Bilge Umar'ın hazırladığı İngiliz Amerikan Şiiri Antolojisi, 1960 yılında, Ataç Kitabevi Yayınları tarafından okurlara sunulmuş. Bu kitaptaki şiirler Varlık, Yeditepe, Tercüme, Yenilik, Yelken, Yücel dergilerinden derlenmiş. Neredeyse şiirlerden daha çok, şairlerin biyografilerine yer ayrıldığı görülüyor. Çoğu önemli şairden sadece kısa bir şiir aktarmakla yetinilmesi, bence yapıtın bir nebze zayıf kalmasına vesile olmuş. Ama kitaptaki şiirlerin ve çevirmenlerin çoğunun günümüzde bile ön planda olması kitabın yeterince sağlam bir anlayışla kotarıldığının göstergesi.

15 Ekim 2014 Çarşamba

Altın Ekicisi / Rıfat Ilgaz


Altın Ekicisi
Rıfat Ilgaz
1972

Kolay okunan bir kitap. Yer yer insanı gülümseten görüntüler tasvir ediyor Rıfat Ilgaz. Temiz ve çapaksız bir dille karşılaşıyoruz Altın Ekicisi kitabında. "Hassas Kantar" gibi rüşvet olaylarını ustalıkla hicveden öyküler de var içerikte. "Yağcılık" isimli son derece ironik hikaye gibi, orijinal çalışmaları da kapsıyor eser. Sonunda da iki tane hoş masal var. Masallardan birisi kitaba adını vermiş. Okuyorsunuz ilgiyle ve yer yer de merakla. Ama sonrası yok. Geleceğe kalan bir etkilenim kırıntısı, zihinde oluşan bir tortu bırakmıyor Rıfat Ilgaz'ın Altın Ekici'si.

12 Ekim 2014 Pazar

Sağ'sız Sol'suz Demokrasi / Hıfzı Veldet Velidedeoğlu

Sağ'sız Sol'suz Demokrasi
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu
1976

Hukukçu Ordinaryüs Profesör Doktor Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun Cumhuriyet Gazetesinde altmışlı yılların sonu ve yetmişli yılların başında yayınladığı yazıların derlendiği bir kitap "Sağ'sız Sol'suz Demokrasi". Bahsi geçen zamanlardaki ülkemizin demokrasi tecrübesinin ne minvalde gittiğini görmek açısından önemli bir eser olduğunu söyleyebilirim. Yazarın birikimini düzeyli bir üslupla yansıttığını belirtmekte de fayda var. Kitap yayınlanalı kırk yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen içeriğindeki konuların halen Türkiyemizin gündeminde yer alması hem şaşırtıcı, hem de demokrasi kültürümüzün gelişme düzeyini göstermesi açısından üzücü. Örneğin kitapta bahsi geçen "Sandık demokrasisi" , "Demokrasilerde idarenin tarafsızlığı" , ""Demokrasilerde hukuka bağlılığın önemi" , "Hükümetlerin kendi seçmeni olmayanlara karşı adil yaklaşımı" vb.  konuların halen güncelliğini sürdürmesi epeyce acı bir gerçeklik. Şayet Sağ'sız Sol'suz Demokrasi kitabını elde etme şansı yakalarsanız, ibretle okuyacağınızı tahmin ediyorum.

11 Ekim 2014 Cumartesi

Bu Gözler Neler Gördü / Hüseyin Baradan

Bu Gözler Neler Gördü
Hüseyin Baradan
1997

Hüseyin Baradan'ın hayatını tatlı ve sürükleyici bir üslupla anlattığı "Bu Gözler Neler Gördü" kitabını bir oturuşta ilgiyle okudum. Oldukça samimi bir anlatımın egemen olduğu kitap, sinemamızın önemli karakter oyuncularından Hüseyin Baradan'ın oldukça ilgi çekici anektodlarını paylaştığı önemli bir eser. Baradan'ın öğrencilik yılları, fotoğrafçılık hayatı, gazetecilik tecrübeleri, sinema yaşantısındaki başarılı çalışmaları, otelcilik ve işletmecilik tecrübeleri, biz okurlar için önemli dersler barındırıyor. Oldukça sıcakkanlı, sempatik ve sevilen bir kişiliğe sahip olan Baradan'ın anlattığı hemen herkese sevgi ve hoşgörü ile yaklaştığını görüyoruz. Ancak yazarımızın, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Orhan Günşıray gibi bazı aktörlerle kimi anlaşmazlıklar yaşadığını da kitapta öğreniyoruz. Ama bu kişiler hakkındaki eleştirel ifadeler de Hüseyin Baradan'ın kaleminden, üstü kapalı ve nazik bir üslupla aktarılmış. Kırıcı ve tartışma oluşturucu ifadelerden kaçınılmış. İçerdiği nostaljik resimler de kitabın değerini artıran ögelerden biri. Bu Gözler Neler Gördü, Yeşilçam sinemasını seven okurlar için değeri tartışmasız bir kitap.

Kazablanka / Howard Koch

Kazablanka
Howard Koch
1994

Genelllikle metin olarak basılmış senaryoları okumak, filmi izlemenin verdiği tadı vermez. Howard Koch'un kaleme aldığı senaryo zekice esprilere, akıllı bir kurguya sahip bir çalışma ortaya koymuş. Tıkır tıkır işleyen bir senaryo matematiğine de sahip. Ancak Kazablanka filmindeki Bogart'ın ve Bergman'ın eşsiz oyunculuklarına şahit olmadan, bu kuru metin, olağanüstü bir sanat yapıtına dönüşemiyor yazık ki. Filmi izlememiş kişiler için bu senaryoyu okumanın unutulmaz bir deneyim olacağını söyleyemem. Ancak filmi ilgiyle izlemiş kişiler için, yıllar sonra filmdeki sahneleri yavaş yavaş unuttuğunda hafıza tazelemeye yarayacak güzel ve faydalı bir çalışma olduğu kesin.

10 Ekim 2014 Cuma

Posta Güvercini / Fazıl Yazıcı

Posta Güvercini
Fazıl Yazıcı
2012

Posta Güvercini kitabının bence en güzel yanı içindeki resimler. Son derece özenli ve kaliteli çizimlere sahip hoş resimler yer alıyor kitabın içinde. Fazıl Yazıcı'nın kaleme aldığı eserin anlatımı da hoş ve sürükleyici. Ancak yeterince heyecan ve merak ögesi barındırmaması bir handikap oluşturmuş. Didaktik ögelerin ön planda olduğu temiz bir anlatım var "Posta Güvercini" adlı bu yapıtta. Ancak olay örgüsü daha renkli motiflerle zenginleştirilse bence okuma zevkini artırıcı bir gelişme meydana gelirdi. Kurtuluş savaşı esnasında çocukların bile ne kahramanlıklar gösterdiğinin bir örneğini teşkil etmesi nedeniyle Muştu Yayınlarından çıkan "Posta Güvercini" kitabı ilkokul öğrencilerine tavsiye edilebilir.

5 Ekim 2014 Pazar

Hüsmendayı Avrupada / Dilaver Beşter

Hüsmendayı Avrupada
Dilaver Beşter
1962

Tarım ve hayvancılıkta Avrupa'nın kaliteli ve verimli çalışmalarını, ülkemiz çiftçisine akıcı bir üslupla anlatmaya çalışmış bir eser kaleme almış Dilaver Beşter. Hüsmen Dayı adlı köylü bir karakterin Avusturya ve İsviçre'deki bazı şehirlerin önemli tarım işletmelerine bir kafile ile yaptığı yolculuktaki özellikle hayvancılık hakkındaki gözlemleri paylaşılmış kitapta. 1962 yılından bu yana geçen yarım yüzyılda Hüsmen Dayı'nın anlattığı ve aktardığı hususlarda hemen hemen hiçbir değişiklik olmaması hakikaten şaşırtıcı. Halen bahsi geçen Avrupa ülkeleri hayvancılıktaki verim ve kalitede öncülüğünü artırarak sürdürüyor. Ve halen ülkemiz tarım ve hayvancılığındaki ilkellik ve verimsizlik aynen devam ediyor. Kitapta en çok dikkatimi çeken husus Hüsmen Dayı'nın bir türlü geçmeyen ve gezi boyunca süren diş ağrısı oldu. Uzun müddet boyunca diş ağrısı çekmek hakikaten berbat bir durum olmalı. Hüsmen Dayı adına üzüldüm doğrusu.