21 Şubat 2015 Cumartesi

Destan Gönüller / Selim İleri

Destan Gönüller
Selim İleri
1973

Selim İleri'nin ilk romanı olan "Destan Gönüller" açık söylemek gerekirse epeyce şaşırtıcı ve sarsıcı bir kitap. Müthiş psikolojik tahliller, derinlikli ruh çözümlemeleri sağlam bir üslupla birleştirilmiş. Heyecanla okunuyor. Ama roman karakterinin hastalıklı ruh halinin bu harikulade çözümlemesi boğucu bir gerçekliği okurun gözüne fazlasıyla sokarak bir nevi rahatsızlık veriyor. Adeta karakterin ruhi çözümlemesindeki giriftlik muazzam bir psikopatla karşılaşacağımız izlenimi uyandırmıyor değil. Kitabın finalinin yeterince çarpıcı ve genel gidişat itibariyle ikna edici olmadığını düşünüyorum. Yani romanın kahramanı itibariyle daha uçlarda bir profil çizilseydi Modern Türk Romanı tarihinde güçlü bir yer edinmesi muhtemel bir kitap olacaktı Destan Gönüller. Netice itibariyle, bence ıskalanmış bir fırsat olarak değerlendirilebilir Selim İleri'nin bu ilk romanı.

Özgür Bırakılan Şiirler / Nuray Tunç

Özgür Bırakılan Şiirler
Nuray Tunç
2015
 
Nuray Tunç "Özgür Bırakılan Şiirler" adlı 77 sayfalık ilk kitabında, 1991 - 2014 arasındaki 23 yılda yazdıklarından seçilen, 65 tane tek sayfalık şiirine yer vermiş. Kitaptaki şiirlerin çoğunun ise 1993 senesinde yazıldığını belirtmekte fayda var. Tunç'un kitabının kapağının çarpıcılığı ve güzelliği nedeniyle, Tasarımcı Mehmet Büyükturna'yı tebrik etmemek mümkün değil. Thomas Stearns Eliot'un Denemelerinden alınan çarpıcı bir alıntıyla açılıyor Özgür Bırakılan Şiirler. Şair, beni epeyce etkileyen "Yürümek" adlı şiiriyle, bir hayatın tüm yaşanmışlığını kapsayan yepyeni güzelliklere yelken açmakta asla geç kalmayacağını tutkuyla vurgulamış. "Kavak Ağacı" adlı şiirde, sanatçı, doğanın yitip gitmişliğindeki uzaklığı, geçip giden günler ve kırık umutlar çerçevesinde çarpıcı bir imgelemle ele almış. "Sitem" şiirinde ise son derece güçlü çağrışımlarla gizemli bir ses kullanılarak çeşitli bilinmezliklerin şifresi fısıldanmış. Nazım Hikmet ve Pir Sultan Abdal gibi şairlere ithafen yazılmış ürünlere de rastlıyoruz Nuray Tunç'un kitabında. Genel itibariyle hemen kolaylıkla aşina olunan, duru şiirler yazmış şair. Eseri ele alan her okur muhakkak kendi keşfini yapacaktır.

YAĞMURLU BEKLEYİŞ

Zifir kara gecelerimin, çilek kokan sabahları
Her şeyden çok belki de, sevgiye hasretler,
Ne bir başlangıç ne de bir bitiş,
Sonu gelmeyen yağmurlu bir bekleyiş.

NURAY TUNÇ
Özgür Bırakılan Şiirler, Sayfa: 38

19 Şubat 2015 Perşembe

Kirletilmiş Ölümler Kitabı ve Büyük Tefsir / Selçuk Küpçük

Kirletilmiş Ölümler Kitabı
ve Büyük Tefsir
Selçuk Küpçük
2014
 
Epeyce zengin bir kelime ve imge kadrosuna işlerlik kazandırarak, derinliğini güçlendirmiş bir şiir kitabı kaleme almış şair Selçuk Küpçük. Tarihsel imajlarla belirginleşen kimi şiirlerdeki bazı yoğun gizem içeren dizeler, arkaik bir dilin geniş olanaklarını kullanıyor. Metinlerarası referanslarla omurgasını kurmuş bir eser "Kirletilmiş Ölümler Kitabı ve Büyük Tefsir". Sezai Karakoç, İlhami Atmaca, Wittgenstein, Nilgün Marmara, Şair Nevî, 2.Beyazıt, Ahmet Haşim gibi isimlerden oluşan zengin ve geniş bir referans çerçevesinden yapılan kısa alıntılar etkili bir yörünge oluşturmuş. Kitaptaki şiirlerde ismen geçen Dede Korkut, Durkheim, Baudrillard, Zweig, Beşir Fuat, Selahattin-i Eyyubi, Dede Efendi, Cem Sultan, Çiçek Hatun, Genç Osman gibi edebi ve tarihsel şahsiyetler, anıldıkları ürünlerdeki çağrışım zenginliğini somutlamaya dönük mühim bir işlevi yerine getiriyorlar. Kafka, Oğuz Atay, Ece Ayhan, İsmet Özel, Oktay Rifat gibi edebiyatçılarsa, kimi zaman aleni, kimi zaman örtük bir şekilde, metnin içeriğindeki örgüleri bağlantılandırmak amacıyla okurları selamlıyorlar. Netice itibariyle, okurlardan, bireysel olarak, geçmiş entelektüel birikimleri bağlamında katkı talep eden, düşünsel yönü kuvvetli, dingin bir ruhi sarsıcılık içeren bir eser okuduğumu söyleyebilirim.

15 Şubat 2015 Pazar

Gizli Emir / Melih Cevdet Anday

Gizli Emir
Melih Cevdet Anday
1970

Gizli Emir, ilgi çekici bir şekilde açılıyor. Değerli şair Anday, şiirdeki tartışmasız başarısını bu romanına da yansıtmış. Ancak roman ilerledikçe belirgin bir tıkanıklık göze çarpıyor. Konu yeterince ilgi çekici bir şekilde genişlemiyor. "Gizli Emir" metaforu üzerinden ilerleyen roman yeni argümanlar sunamıyor. Kafkaesk bir konunun ülkemiz üzerinden somutlanması ilginç buluşlarla desteklenememiş. Sonlara doğru kimi gerçeküstücü ögelerin artımıyla heyecan ve gizem artıyor. Ancak kitabın genelinin ritmi epeyce yavaş. Melih Cevdet Anday'ın Gizli Emir adlı bu kitabını kaçırılmış bir fırsat olarak gördüm. 350 sayfalık bu eserin ritmi bozan 150 sayfalık kısmı atılsaymış, 200 sayfalık epeyce yoğun ve benzersiz bir distopik roman okumuş olurduk.