5 Nisan 2014 Cumartesi

Işık Sönene Kadar Bitmiş Değildir / Evin Domaç

Işık Sönene Kadar Bitmiş Değildir
Evin Domaç
2012

Yazar Evin Domaç'ın üslubu yadırgatıcı değil, okuru hemen saran, tutarlı bir dile sahip. Kitabın sürükleyicilik yönünden bir sorunu da yok. Ancak yapıtta yer alan karakterlerin psikolojik yönden yeterince derinleştirildiğini söylemek zor. 340 sayfalık hacme sahip bir kitapta çok daha kapsamlı ruhsal tasvirler beklediğimi söylemeliyim. Aslında son derece güçlü bir kitap ortaya koyabilecek bir malzeme var elinde yazar Evin Domaç'ın. Ama bu zengin malzemenin yeterince titiz işlenmediği kanısındayım. Tamamıyla "Işık" kavramı üzerine yoğunlaşan bir çalışma kotarılsaydı okurlar açısından çok daha heyecan verici olurdu. Yazar, sanırım ilk kitabı olması nedeniyle, kitabının içine herşeyi yerleştirmeye çalışmış. Bir bölümde "gerilim romanı" tadı alıyoruz, bir bölümde "romantik gençlik romanı" tadı var, başka bölümde "duygusal aile romanı" duyarlılığı hissediliyor. Yazarın herşeyi anlatma çabası, hiçbir konu üzerinde istenen derinliği yakalayamamasına neden olmuş. Evin Domaç "Parapsikolojik roman" kurgusuna hiçbir katkı sağlamayan yaklaşık 150 sayfalık bölümü kitaptan çıkarma fedakarlığında bulunsaymış, muhakkak çok daha sıkı bir kitap okumuş olacaktık.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Susarak Konuşalım / Ali Çolak

Susarak Konuşalım
Ali Çolak
2014

Kitabın adı olan "Susarak Konuşalım" tabiri, kitabın içeriğini bütünüyle yansıtan bir tutumu alabildiğine yansıtıyor, demek istiyorum ilk söz olarak. Ali Çolak'ın ilk bakışta hemen göze çarpan son derece tutarlı, kaliteli bir üslubu var. Okurlarını hiç şaşırtmayan bir özen ve titizlikle örüyor denemelerini. Yazarın bu içselleşmiş incelikli dili, kitabı okuyanlarda sanki karşılıklı konuşuyormuşçasına bir samimiyet peyda ediyor. Genellikle roman ve hikaye gibi kurgu yapıtlarda karşılaşılan "insanın gözünün önünde canlanma hali" bu denemelerin çoğunda rastlanan bazı güçlü betimlemelerdeki kimi ruhsal tasvirlerde de ön plana çıkmış. Günümüz teknolojisi sayesinde gittikçe yayılan "süratli yaşam, hızlı hayat" felsefesinin dayattığı yavan düşünsel atmosferimiz, doğruyu söylemek gerekirse, "Susarak Konuşalım"daki gibi derinlikli yazıları barındıran sağlam yapıtlara ciddi bir ihtiyaç hissettiriyor. Yalnız, bu kitabı okurken, gerekli düşünsel etkileşimin istenen oranda sağlanması için, okuma yapılan ortamın tamamen "sessiz" olmasının gerektiği kanaatindeyim. Evet, sakin bir ortamda kitabı bitirdiğinizde, suskunluğun o muazzam sesini çok daha net duyacaksınız.