20 Temmuz 2017 Perşembe

Avuç İçi Kalbin Kalbime / Mustafa Ergin Kılıç

Avuç İçi Kalbin Kalbime
Mustafa Ergin Kılıç
Yasakmeyve / Şiiri
2017

DÜNYANIN HER YANINI DOLAŞIRKEN,
 ŞAİRİN KALEMİNDEN DAMLAYAN ŞİİRLER

     Dubai, Amman, Münih, Beyrut, Bombay, Kiev, Trablus, Roma, Madrid, Moskova ve daha başka birçok önemli dünya kentini kapsayan, 2007 - 2008 - 2009 tarihli şiirlerin yoğunlukta olduğu bir kitapla karşı karşıyayız. İmgesellikten taviz vermeden yalınlığa ulaşma çabası güttüğü sezilen, ritmik ve kısa dizelerin ön plana çıktığı, ironik bir söylemin yer yer ağırlığını hissettirdiği, kendine has üslubunu olgunlaştırmış bir şair Mustafa Ergin Kılıç. Güçlü görsel çağrışımların tatlandırdığı, tekrar tekrar okunası bir kitap 'Avuç Avuç Kalbin Kalbime'.

     Şairin bu eserini okumadan hemen önce 'Kaydettiğim ve Kaybettiğim Şeyler' adlı kitabını okumuştum. Söz konusu kitapta oluşturulmak istenen simgesel evrenin içerdiği kaotik yapıyı andıran söyleyiş ve dizeler arasında yer yer hissedilen atonal titreşimler, benim şiir okurluğum ve poetik beklentilerim açısından yeterince nesnel karşılık içermediğinden biraz mesafeli yaklaşmıştım. Ancak 'Avuç İçi Kalbin Kalbime' sıcacık bir etkileşime kapı aralama potansiyelini bünyesinde barındırmasıyla, beni hemen etki alanına alıp sarıverdi. Dizelerin zengin bir çağrışım gücü içeren anlamsal boyutu fazla gizlenmeyerek, hermetizmin egemen olduğu bir anlayışa yüz verilmemesini doğru bir tercih olarak gördüğümü belirtmeliyim.

     Goethe, Joyce, Seferis, Dağlarca, Can Yücel, Cemal Süreya, İlhan Berk, Ece Ayhan, Çiğdem Sezer, Aragon, Çehov, Puşkin, Cioran, Feridün Düzağaç, Mercan Dede, gibi şair, yazar ve müzisyenlere selam niteliği içeren, gizli ve açık göndermelerle ürünlerinin kapsama alanını başarılı şekilde genişleten bir sanatçı Mustafa Ergin Kılıç. Kalemini, usta bir ressamın fırçasını kullanması denli titiz bir işçilikle çalıştıran, üst düzey bir söz ustası. 

    'Aşkı Soranlara' adlı kısacık şiiriyle, doktorların neşterle incecik bir kesik atarak ameliyatlarını icra etmesi gibi, okurların ruhunu acıtmadan duygularını enjekte etmeyi başarmış. 'Denizle Çevrili Adam' şiirinde, aşkı çok farklı kadrajlardan yakalamayı başarmış bir çalışma ortaya konmuş. 'Kalbin Kalbime Kavuniçi' ise okur okumaz lezzetini muhayyileye hemen yerleştiren tam anlamıyla kusursuz bir şiir. 'Ay Işığı' ise lirizmin zirvelerinde panoramik bir yolculuğa çağıran önemli bir ürün. 'Dur İhbarı' insanın tüm duyu organlarını harekete geçiren ince bir söyleyişle bezenmiş hisli bir şiir. 

   Kitabın daha iyi olması için, şiirlerin yazıldığı tarihlerin baz alınarak yapılacak kronolojik bir sıralama ile şiirleri okuma seyrüseferi yapabilseydik, daha mükemmel lezzetlere ulaşabilirdik diye düşünmeden edemedim. Fakat netice itibariyle günümüz şiirinin güçlü bir damarını keşfetmek isteyen okurların, kesinlikle kayıtsız kalmaması gereken bir kitap 'Avuç İçi Kalbin Kalbime'.