28 Ağustos 2014 Perşembe

Es Be Süleyman Es / Salim Şengil

Es Be Süleyman Es
Salim Şengil
1994

Salim Şengil bu kitabında çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği bir güney kasabasının yaşamını ve insanlarını sevgiyle anlatıyor. Anlatılan zaman dilimlerindeki sosyal yaşantıyı ve çevresel koşulları yansıtmakta başarılı olunmuş. Ancak bazı öykülerin dramatik yapıları çok zayıf. Dikkatli bir bakışla incelenirse kitaptaki öyküler otobiyografik ögelerin ön plana çıkmasıyla belli bir bütünsellik kazanıyor. Ürünlerin hepsinin aynı kaliteyi yakalayamaması önemli bir handikap oluşturmuş. Kitaptaki en sevdiğim hikaye "Karagedik"de ele alınan şahsın dramı ve psikolojisi çok güçlü şekilde aktarılmış. Es Be Süleyman Es, Postacı Bayram, Oşirin adlı çalışmalar da kitabın içinde ön plana çıkan ve sivrilen hikayelerden. Adını andığım ürünler kitabın geçer not alması için bence yeterli.

26 Ağustos 2014 Salı

Gölge Çiçeği / Perihan Ömer

Gölge Çiçeği
Perihan Ömer
1939

Kitabın kapağındaki "Büyük Hikaye" ibaresini görünce kitabı öykü kitabı sandım. Ancak bu çalışmanın roman olduğunu söylemek mümkün. Eski melodram tarzı filmlerin senaryolarını hatırlatan bir havası var "Gölge Çiçeği"nin. Yazar Perihan Ömer'in çalışmasının kendine has bir özelliğini göremedim. Avrupai tarzda modern hayat yaşama derdini taşıyan, cumhuriyetin ilk dönemindeki kent burjuvazisinin aşk maceralarını içermekten öte bir anlam içermiyor "Gölge Çiçeği". Dönemin toplumsal hayatını yansıtacak veriler sunmaktan fersah fersah uzak bir ifade tarzına şahit oluyoruz. Gerek anlatımda ve çözümlemelerde, gerekse betimlemelerde hiçbir özgünlük ve pırıltı içermeyen Perihan Ömer'in bu kitabı, belki 1939 yılı itibariyle türünün ilk örneklerinden olması ve erken cumhuriyet döneminin ilk kadın yazarlarından birinin kaleminden çıkması hususiyetleriyle kendini biraz olsun öne çıkarabilir.

24 Ağustos 2014 Pazar

Taşlı Yazı / Müştak Erenus

Taşlı Yazı
Müştak Erenus
1995

Taşlı Yazı şair Müştak Erenus'un toplu şiirlerini içeren bir kitap. Bu çalışmayı okuyunca şairin bütün şiir serüvenini kuşbakışı olarak görebilmek mümkün. Müştak Erenus'un eserlerine bütünsel bir gözle bakacak olursak şairin şiir sanatını, kendi ideolojisinin bir aracı olarak kullandığını söyleyebiliriz. Erenus'un incelikli ve derin bir dil kullandığı öne sürülemez. Şairimiz Toplumcu Gerçekçi Şiir'in vasat örneklerinden biri olarak tanımlanabilecek bir poetik yolda ilerlemiş. Kitapta, okuru sarsan, şaşırtan, heyecanlandıran şiirler yok denecek kadar az. İlgiyle okuduğumu söylersem yalan olur.

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Yaratılış / Muvaffak Sami Onat

Yaratılış
Muvaffak Sami Onat
1942

Bu ince kitapta şair Muvaffak Sami Onat ilginç  bir denemeye girişmiş. Farklı düşünülen ve uygulanan her orijinal sanatsal projenin başarı kazanmasının garanti olmadığının ispatını görüyoruz Yaratılış adlı kitapla. Köklü dünya milletlerinin dini inançlarını şiirsel bir dille tanıtmaya çalışmış şair Onat. Genelde tarihsel ve mitolojik ögelere yaslanarak açıklama yapmayı kendine yol edinmiş. Yavan bir dilsel tercihin cenderesine sıkışmış sanki. Heyecan uyandıracak şiirler barındırmıyor ne yazık ki "Diriliş". Kitabı tavsiye etmiyorum, satın almanızı önermiyorum. Ancak zaten almak isteseniz de kolay kolay bulamazsınız bu kitabı.

15 Ağustos 2014 Cuma

Nisan'ın İki Günü / Tufan Gündüz

Nisan'ın İki Günü
Tufan Gündüz
2011

Baştan itibaren okuru yakalayan, fazla yormadan kendini okutan bir kitap yazmış Tufan Gündüz. Rahat bir söyleyiş ve akıcı bir dile sahip Nisan'ın İki Günü adlı bu roman. Çanakkale savaşı ekseninde ilerleyen, yanısıra da o dönemdeki Ermeni sorununa insancıl bir perspektiften bakmaya uğraşan bir çalışma okuyoruz. En büyük handikap ise vasat ve klişe bir aşk hikayesi çerçevesinde kurgunun akmaya çalışması. Bu nedenle de okuyanları sarsmıyor ve dolayısıyla da yeteri kadar heyecanlandırmıyor. Güçlü ve çarpıcı bir karakterle yazık ki hiç karşılaşamıyoruz. Hep karton karakterler, giriftlik içermeyen düz kişilikler... Neticede su gibi akarak rahatça okunuyor. Ancak bitirdikten iki gün gibi kısa bir süre sonra da akıldan uçup gidiyor hiçbir iz bırakmadan Nisanın 2 Günü.

14 Ağustos 2014 Perşembe

İntihar / Cahide Günay

İntihar
Cahide Günay
2005

Tuhaf bir tesadüf sonucu, Robin Williams'ın kendi hayatına son verdiği günlerde okudum bu çalışmayı. İntihar hakkında ilginç bir kolaj oluşturan, alıntılar, açıklamalar, yorumlar, olay tespitleri içeren bir kitap yazmış Cahide Günay. Bu yapıtın temel amacının intihar düşüncesi olanları vazgeçirmek ve bu tür kişilere karşı nasıl davranılacağını öğretmek olduğunu varsayabiliriz. Ancak bu durumda kitapta çeşitli çelişkilerle karşılaştığımızı ifade etmeliyiz. Çünkü kitapta hem ayrıntılı intihar tasvirlerinin zararlarından bahsedilirken, hem de birçok intihar vakası ayrıntılarıyla anlatılmış. Hem ünlü insanların intiharını gündeme getirmenin özendirici olacağı vurgulanırken, hem de birçok sanatçı ve şöhretli kişinin intiharları hatırlatılmış. Ayrıca internetten derlenmiş yazarı belli olmayan kimi kalitesiz öykücüklere de yer verilmesi kitabın ciddiyetini zedelemiş diyebilirim.

Küçük Şirin Evin Gizleri / Nadir Gezer

Küçük Şirin Evin Gizleri
Nadir Gezer
2005

Öncelikle kitabın adının kitabın içeriğini iyi yansıtmadığını ifade etmem gerekiyor. Çünkü  küçük bir ev anlatılmıyor, şirin bir ev de anlatılmıyor, ortada herhangi bir giz de yok. Yapıtın adının okurda oluşturduğu merak halesi yazık ki hiç karşılanmıyor. Nadir Gezer'in ilginç bir roman tekniği var. Anlatım aşırı derecede savruk. Zamansal dizin bakımdan tuhaf bir dengesizlik var. Ayrıca "Küçük Şirin Evin Gizleri"nde kurguda yer alan bazen çok önemli bir olay kısaca geçiştirilmiş, kimi zaman da basit bir durum uzun uzadıya anlatılmış. Karakterler ise zayıf, cansız, akılda kalacak bir vasfa sahip değiller. Tek kelime ile ifade edeyim: Beğenmedim.

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Iğdır Oba Köyü Kazısı ve Ermeni Mezalimi / Ali Eşref Uzundere (İmzalı)

Iğdır Oba Köyü Kazısı Ermeni Mezalimi 
Ali Eşref Uzundere
1998

Kitabı okurken, anlatılan vahşet olaylarına tanıklık eden kişilerin samimi ve çarpıcı ifadelerden çok etkilendiğimi belirtmem gerek. Betimlemelerin sıcaklığı ve gerçekliği hakikaten çarpıcı. Belge niteliğindeki fotoğraflar da kitabın gücünü artırıyor. Filmlerde ya da romanlarda karşılaşsam inanmayacağım, abartılı bulacağım olayların, böyle canlı tanıkların ağzından, ayrıntılarıyla ve samimi ifadeler eşliğinde okumak şok etkisi oluşturuyor. Tam yüz yıl önce gerçekleşmiş böyle vahşet tablolarını okuyunca, günümüzde Orta Doğu coğrafyasında gerçekleşen korkunç olayları da düşününce, insanlığın kaderinin hiç değişmediğinin farkına vardım. Üzüldüm, şaşırdım, düşündüm, huzursuz oldum.

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Dostum Çino / Nilgün Ilgaz

Dostum Çino
Nilgün Ilgaz
2005

Dostum Çino kitabında Nilgün Ilgaz ilgi çekici bir olay örgüsü ve hoş bir tema ortaya koyamamış. Kitapta anlatılanlar okuyucu çocuklarda merak uyandırıcı cinsten heyecanlar içermiyor. Sıradan bir çocuğun köpek sahibi olması isteği vasat bir üslupla aktarılmış. Kitabın görsellerle zenginleştirilmemesi de bu yavanlığı artırıyor. Kitabın kahramanı olan Çino'nun herhangi bir macera yaşamaması, kitaptaki tasvirlerin güçlü olmaması önemli dezavantajlar oluşturmuş. Tavsiye edebileceğim bir kitap değil Dostum Çino.

Havşan Öyküleri / Bilgin Adalı

Havşan Öyküleri
Bilgin Adalı
2008

Bilgin Adalı, basit bir fikirden yola çıkarak duru bir anlatımla hoş bir çocuk kitabı ortaya koymuş. Ormanda bulunan bir konuşan tavşanın bir aile ile birlikte yaşaması sonucu ortaya çıkan çoğunlukla komik olaylar yalın bir dille aktarılmış. İlk anda bu kitaptaki tavşan bana "Alice Harikalar Diyarında" yer alan tavşan karakterini hatırlattı. Ancak sonradan ortaya çıkan temel özelliklerdeki farklılıklar, bu kitaptaki Havşan Zıpzıp'ın orijinal bir karakter olduğunu net şekilde ortaya koymak için yeterli. Çocukların ilgisini çekecek bir kitap Havşan Öyküleri.

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Kara Üzüm Salkımı Hüzünler / Nursel Aras

Kara Üzüm Salkımı Hüzünler
Nursel Aras
2004

Anlatımın olgunlaştırılması, anlatılacak konunun dilsel zariflikle zenginleştirilmesi kaliteli ve ilgiyle okunan bir öykü kitabı için çok önemli. Nursel Aras'ın Kara Üzüm Salkımı Hüzünler kitabında anlatılan konuların ilgi çekicilik barındırdığı ortada. Ancak anlatım dili yeterli özen ve inceliği yeterince barındırmıyor yazık ki. Kitapta şayet "Ölüm" adlı ilk öyküdeki gibi kısa ve vurucu metinler yoğunluk kazansaydı daha isabetli olacakmış kanaatindeyim. "Dönüş" öyküsündeki gibi savruk bir anlatım tercih edildiğinde, ürünlerin etki gücü ziyadesiyle azalıyor. Netice itibariyle Nursel Aras'ın hikayelerinden bir okur olarak memnun kalmadığımı, yazarın ürünlerinin edebi beklentimi karşılamaktan uzak olduğunu söyleyeyim.