30 Haziran 2013 Pazar

Satranç / Stefan Zweig

Satranç
Stefan Zweig

Küçücük hacme sahip bir kitap. Ama görünüşe aldanmamak lazım. Hacmi ile ters orantılı etki gücüne sahip bir yapıtla karşı karşıyayız. Has edebiyat diye buna deniyor galiba.Bu kısa romanda karakterin ruhsal giriftliği böylesine derin verilmesi hemencecik insanı sarıyor. Satranç'a ilgi duyanların daha bir keyif alacağı şüphesiz. Ancak satrançtan anlamayanlar bile yazarın verdiği ön bilgiler ışığında kurgunun çekiciliğine kapılacaktır. Gereksiz ayrıntılardan arındırılmış yoğun dil çok kıvamında kotarılmış. Psikolojik ögelerin tasvirlerinin etkileyici tarzda ortaya konulduğunu açıklıkla ifade edeyim. Doğruyu söylemek gerekirse kitabı okurken, sonlara doğru, böyle güzel bir eserin hemencecik biteceği düşüncesiyle üzüldüm. Açıkçası, yazarın diğer kitaplarını merak etmemek mümkün değil. 

28 Haziran 2013 Cuma

Kafamdaki Bitler / Sedat Sezgin

Kafamdaki Bitler
Sedat Sezgin
2013

Sedat Sezgin'in romanı farklı ve kendine has bir kurguya sahip. Okurlarına bir belgesel film izliyormuş hissiyatını başarıyla aktarabiliyor. Rahat ve kolay akan bir üslupla süren, pürüzsüz bir anlatıyla karşı karşıyayız. Yer yer biraz fazla kısa tutulduğunu düşündüren bölümlerde çarpıcı ifadelere rastlamak mümkün. Bütünsel açıdan ele alındığında ise, yansıtmaya çalıştığı karakterin kişiliğini psikolojik açıdan derinlemesine aktarabildiği görüşündeyim. Belki kitabın adı daha farklı olabilirdi, diye düşünüyorum. "Kafamdaki Bitler" yerine, içeriği daha çarpıcı şekilde yansıtan değişik bir tercihte bulunulabilirdi.Yerel ögelerin kullanımı da anlamsal genişlemeleri önlemeyecek dozda ayarlanmış. Kelime tasarrufu, gereksiz ifadelerden arınmayı sağlamış. Deneysel söylemlerin okuma edimini zenginleştireceği kanısını taşıyan okurların ilgisiz kalmayacaklarını umduğum bir roman bu. Tadımlık bir bölüm aktarmak istiyorum:

Bir gün; "Neden hep önüne bakarak yürüyorsun, oysa yürürken başımı hep dik tutarım ben?" diye sordum.
"Boğulmakta olanlar başını dik tutar hep, başını önüne eğip yürüyenler ise daima yol alanlardır." dedi.  

25 Haziran 2013 Salı

Aşk / Elif Şafak

Aşk
Elif Şafak
2009

Zamanında epeyce ilgi çeken ve sansasyon yaratan bu kitabı nihayet okudum. Para verip alacak değilim böyle bir kitabı elbette, sağolsun bir arkadaştan ödünç almıştım. Okuyunca şok oldum doğrusu. Böyle bir kitap var mı Allah aşkına! İnsanla dalga mı geçiyorlar bunlar, hakikaten şaşkınım. Doğrusu insanın zekası ve estetik beğenisiyle bu kadar alay edilmez diye düşünüyorum. Dümdüz bir kurguya sahip bir kitabın aynı zamanda üslubunun da bunca basit olması insana, kendisine ilkokul çocuğu muamelesi yapılıyormuş hissi uyandırıyor. Araya serpiştirilmiş özlü sözler, aforizmaya benzer cümleler, kitabın içeriğini derinleştirmeye elbette yetmemiş. Ülkemizde uzun zaman boyunca, en çok satan kitaplar listesinde kendine yer edinmiş böyle bir kitap okumak, beni genel okur profilimiz konusunda ciddi endişelere sevketti. Lafı daha da uzatmayayım, çünkü daha sert ve öfkeli cümleler kurmak istemiyorum açıkçası.  

21 Haziran 2013 Cuma

Genç / Fazıl Hüsnü Dağlarca

Genç
Fazıl Hüsnü Dağlarca
2007

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatından önce yayınlanan son kitaplarından biri "Genç". 94 yaşında ölen Dağlarca'nın bu kitabında 94 şiir olması epeyce ilginç bir tesadüf doğrusu. Şairin kendine has ve benzersiz üslubuna bu yapıtında da şahit oluyoruz. Şiire adanmış bir asra yakın bir ömrün tecrübesi ve bilgeliğiyle kotarılmış şiirler okuyoruz bu kitapta. Yalın dizelerin ardına gizlenmiş derin anlamlarla karşılaşmak hoş bir okuma deneyimi sunuyor. Kelimelerin çoğaltılması ile anlamların çoğaltılabileceğini öngören bir şiir anlayışının ön planda olduğu günümüzde herkese tavsiye edebileceğim güçlü bir kitap bu. 

17 Haziran 2013 Pazartesi

Siyah Zamanlar / Behçet Yani

Siyah Zamanlar
Behçet Yani
2010

Behçet Yani'nin "Siyah Zamanlar"ını Neden Okumalıyız?

1) İyi şiirin hayatımıza anlam kazandıran öğelerden biri olması gerektiği için...

2) Bazı kelimelerin yanyana gelmesinin şiir oluşturmanın yanısıra bir tılsım da oluşturduğunu kavramak için...

3) Çünkü doğru yaşarsak ve başarabilirsek eğer, şairin dediği gibi "hayat bizim için bir düğün olmalı"... (sayfa: 13)

4) Çünkü insan sevince daha bir kavrar şiiri ve şiiri anlayınca sevmenin eşsiz güzelliğini daha çok duyumsar...

5) Çünkü "Yürekler hadım" olduğu için "çirkin ağızlarda paslanmış kilit gibi sıkışıyor aşk" ve dolayısıyla da "vuruluyor kanatlarından sevinç kuşları"... (sayfa: 21)

6) "İnsanlığın kardeşlik ırkından" olanların her zaman "ırkçılık yapması" gerektiği için... (sayfa: 24)

7) Bu şiirleri demli çay eşliğinde okumanın verdiği keyif boş boş duvara bakmaktan çok daha fazla olduğu için...

8) Çünkü "aşk kazanır aşık kaybetse de" diyebilmek şiire ulaşabilmenin temel koşullarından biri olmalı... (sayfa: 28)

9) İyi bir şairin "sevmemeyi başaramıyorum" diye attığı o tiz çığlığa ses verebilmek için... (sayfa: 31)

10) Mükemmel bir "İstanbul" şiiriyle tanışmak için... (sayfa: 37)

11) "Bir kız çocuğunun mezarında" öylesine hüzünlü durabilmek için belki de... (sayfa: 48)

12) Çünkü bir şeyler yapmalıyız ve "gittikçe koyulaşan bu karanlık dağılmalı"... (sayfa: 55)

13) Çünkü hayatımızda şiire açtığımız alan çok dar ve duyarlığımızı artırmak için kaliteli şiir okuyarak bu alanı genişletmek zorundayız...

14) Çünkü Gazze'de "tanklardan daha hızlı koşuyor çocuklar"... (sayfa: 74)

15) "Sevmekten vazgeçsem / kırlangıçlar üşür odamın penceresinde" diyebilecek bilişsel olgunluğa erişebilmek sanıldığı kadar kolay olmadığı için... (sayfa: 82)

16) Çünkü "Hüzün" şiirin en temel izleklerinden biridir. Ve bu kitapta çok etkili bir şekilde ele alınmış... (sayfa: 112)

17) Hem iyi insan, hem de iyi şair olabilmek nadir görülen bir durum olduğu için...

18) Çünkü "Sevmek henüz geç değil"... Hem de hiç... (sayfa:8) 

13 Haziran 2013 Perşembe

Şairin Şems'iyesi "Şiirimize Etki Eden 50 Şair" / Eyyüp Akyüz

Şairin Şems'iyesi
Eyyüp Akyüz
2013

Şiirimize etki eden 50 şairin, çoğunlukla yine başka şairler tarafından değerlendirildiği güzel bir derleme kitapla karşı karşıyayız. Kitabın en hoş özelliği, haklarında yazı yazılmış şairlerin orijinal el yazılarının resimlerine de yer verilmiş olması. Bu vesileyle bunca değerli edebiyatçılarımızın el yazılarını karşılaştırarak görme imkanına kavuşuyoruz. Kitaptaki şairler hakkındaki değerlendirmeler hakkında ise toptancı bir yargıya varmak mümkün değil. Çünkü ciddiyetle yazılmış değerli yazıların yanısıra, çalakalem ve önemsenmeden yazılmış basit değerlendirmelere de rastlıyoruz bu eserde. Bu durum da editör Eyyüp Akyüz'ün, gönderilen çalışmaları yeterince titiz bir elemeye tabi tutmadığının açık bir kanıtını oluşturuyor. Örneğin, Ahmet Bozkurt'un kaleme aldığı, 12 sayfalık, son derece derin bir Ahmet Hamdi Tanpınar analizinin ardından, kitabın ilerleyen sayfalarında, Özlem Tezcan Dertsiz'in  yazma zahmetine katlandığı 1 sayfalık ciddiyetten uzak bir Cahit Sıtkı Tarancı yazısına rastlayabiliyoruz. Nitelikli ile niteliksizi ayırma konusunda yeterince gayret sarfedilmemiş olsa bile, okurların bu kitapta oldukça önemli imzaların cesur yorumlarına rastlaması da kuvvetle muhtemeldir.

8 Haziran 2013 Cumartesi

Haşhaş ve Bellek / Paul Celan

Haşhaş ve Bellek
Paul Celan
1994

Sonda söylemem gerekenleri en başta söyleyeyim: Müthiş şiirler, sanki büyülü bir dil... Çeviri şiir kitaplarını genelde pek beğenmem. Ancak Paul Celan'ın şiirleri, bu kitaptaki çevirmenler tarafından çok güzel dilimize aktarılmış. Görüntüler ve imgeler epeyce tuhaf deformasyonlara uğratılmış. Bunun nedenini de kitabın adından anlayabiliriz gibime geliyor: Haşhaş ve Bellek. Şairin özgeçmişine vakıf olan herkesin de anlayabileceği gibi acıyla yoğrulmuş şiirler bunlar. Unutmanın imkansızlığını yansıtan parlak sayfalar. İnsan bu kitabı okuduktan sonra dünyaya derinlikli bir gözle bakarsa daha önce hiç farketmediği bazı küçük ama hayati ayrıntıları algılayabilir, derim ben.